02 Kasım, 2006

DOSTLUK veHEDİYESİ
Babam uzun yıllar kamyon şöförlüğü yapmıştı.Evden ayrılıp tekrar eve dönmesi bazen üç gün,bazen bir ayı buluyordu.
Annem;üç kızın iyi yetişmesi için elinden geleni yapar,babasız geçen günleri bize bize hissettirmeden,hem derslerimizle ilgilenir hem evi çekip çevirirdi.Eğer mevsim kışsa soba yanan odada yere yatak serer,üç kızını da koynuna alarak uyurdu.Bazende sabahlara kadar uyumadan,pencerenin önünde babamın gelmesini beklerdi.
Ramazan ayı o yıl şubat ayına denk gelmişti.Annem yine sobalı odaya aytak serdi ve bizi yatırdı.Bu mübarek ayın en sevdiğimiz tarafı da annemin sahur için hazırladığı,kuru yufkadan yapılan böreğin kuzine sobada pişerken çıkardığı nefis kokusuydu.
Yine böyle bir gecede kapının çalınmasıyla beraber hepimiz yatağın içinde oturma durumuna geçtik.Sevincimiz enüst düzeyde,kaç günlerdir yolunu beklediğimiz babam gelmişti.Babam ne zaman uzun bir yoldan gelse hepimize hediyeler getirirdi.Fakat bu sefer babamda farklı bir telaş vardı.Annem'e:
_''Çocukları kaldır,hemen çay yap,misafirlerimiz var.''demişti.Annem sobanın üstünde hazır duran sıcak suyla çayı demlerken hemencecik anlattı babam;
_Lapseki'de malı indirdikten sonra kamyona tekrar yük bulmak için kamyon garajında beklerken biri geldi.''Ev eşyası var,götürür müsün? ''dedi.Kabul ettim.Bankaya müdür olarak tayin olmuş.Karısı ve oğlu var yanında .
_Otel sordular.Ben de ''sizi otele getirdim,biraz bekleyin yer var mı sorayım''dedim.Şimdi dışarıda bekliyorlar ve otele geldiklerini sanıyorlar.Sen onlara yatacak yerde hazırla bugece misafirimiz olsunlar,dedi.
Annem hem telaşlı,hem şaşkın bir yandan yerdeki yatağı topluyor,bir yandan da sobaya odun atıyordu.Az sonra otele geldiklerini sanan misafirlerimiz içeriye girdiOnlarda da ''kim bunlar,burası neresi''diyen şaşkın bakışlar vardı.Babam bu kez onlara izah etti:
_Burası benim evim,bunlarda karım ve kızlarım.Sizleri bu saatte otele bırakamazdım.Baştan size söylemiş olsaydım kabul etmezdiniz.Bu akşam misafirimiz olun,sabah ola hayırola.''
Uykusuzluk ve açlık herkesi o kadar yormuştu ki,kimse fazla birşey sormadan kabul edildi.Karnımızı doyurduktan sonra yataklarımıza yattık.Sabah olunca otele gitmek isteyen aileye babam;''kasabada tek bir otel olduğunu ve burada da yer kalmadığını,bir müddet daha bizde kalmaları gerektiğini söyledi.''Aslında bu sürenin kısa mı yoksa uzun mu olacağına babam karar verecekti.
Aradan biray geçti.Bu zaman içinde bir ev tutulmuş,badana ve temizliği yapılmış,eşyalar evin içersine taşınmış yerleşmesi için bekliyordu.
Babam artık misafirleregitme zamanlarının geldiğini,otel yerine kendi evlerinde gülegüle oturmalarını söyleyince,bütün ailede sevinçle hüznün karıştığı gözyaşları başladı.Biz onlar onlar da bize o kadar alışmıştık ki ayrılmak çok zor gelecekti.
Hep birlikte yeni evlerinin yerleşmesine yardım ettik.Akşam olup kendi evimize dönerken yanımızda ailenin oğlu vardı.Tanışmamız kısa süre önce olmasına rağmen alışkanlık olması nedeniyle yine bizde kalmak istedi.Uzun bir sürede bu böyle oldu ve haluk bizde kaldı.
Babam,yine uzun bir yola çıktı.Ne zaman dönecek bilmiyorum.Acaba bu sfer bize ne hediye getirecek..........
Yasemin Gürtürk
(1965 yılından bir yaşanmışlık)
NOT:Şimdi annem ve banka müdürü olan Behçet bey amca çok daha uzun bir yolculuğa çıktılar.Ve geri dönmediler.Onların bize bıraktıkları hediyelerse güzel anılar,dostluklar.Sizleri seviyorum....

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa