20 Mart, 2007

PABLO NERUDA

Yapayalnız mezarlıklar vardır
Suskun kemiklerle dolu gömütler bir yürektir
Geçer ölüm o geçitlerden
Karanlık, karanlık ve karanlıktır
Bir gemi enkazı gibi
Bir yüreğin içinde boğulurken
Ya da cana geçerken deriden

Cesetler vardır soğuktan yapılmış ayaklar, yapışkan kilden
Ölüm vardır kemiklerin içinde
Soyut bir ses gibi
Sir havlama gibi köpeksiz
Bir sestir kurtulmuş çanlardan ve gömütlerden
Bir yağmur gibi kabarır, gözyaşı gibi ya da

Yalnız ben görürüm o arada
Yelkenli tabutları, geniş solgun ölüleri taşıyan,
Ölü saçlı kadınları melekler gibi
Beyaz fırıncıları düşünceli kızları,
Noterlerle evlenmiş ölümün dikey nehirlerinde
Yukarı doğru kayan tabutları

Yelkenleri ölümün sesiyle şişmiş
Ölümün sessiz sesiyle dolu yelkenleriyle
Göklere doğru kayıp giderSonra varırlar da sesli sahillerle ölüler
Ayaksız bir kundura, insansız giysiler gibidirler
Çalarlar kapıları taşsız ve parmaksız yüzüklerle
Gelirler ağızsız bağırmalar, dilsiz ve dudaksız çığlıklarlaAdımları yankılanır

Gene de giysileri ses verir, kısık bir ses, ağaçlar gibiBir şey bilmem, çok az anlarım,
Görürüm ikide bir ama derim ki
Tıslak menekşelerden toprağa alışkın menekşelerdendir
Ölümün yüzü yeşildir çünkü ölümün bakışları yeşildir
Bir menekşe yaprağının delici ıslıkları vardır

Ama ölüm süpürgeden bir evrene dalar da
Döşemeyi yalayıp ölüyü arayan süpürge
Ölüm süpürgenin içindedir
Ölümün dilidir ölüleri arayan
Ölümün iğnesidir ipliğini arayan her yerde
Ölüm çocuk yataklarının kıvrımlarında
Ölüm döşeklerde, ölüm kara battaniyelerde
Tembelce bekler de canlanır birdenbire
Bir yaslı sesle durup kabartır örtüleri ve yataklar açılır
Bir limana doğru
Ölümün bir amiral gibi sahilde beklediği.


http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=3097

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa