23 Eylül, 2008

ŞİLE VE AĞVA GEZİSİ

Felekten çaldığımız ikinci günü Şile ve Ağva’ya ayırdık.

Şehirde göremediğimiz ve hasret kaldığımız yeşillikleri doya doya seyrederek, ciğerlerimize oksijen depolayarak yolculuk yaptık, Şile’ye. Deniz, Şilenin ayaklarına kapanmış gibiydi. Şehir yukarıdan denizi selamlıyor. Eski, evler kayalıklar üzerine yerleşmiş ve yüksekten denizi seyretmekte.Balıkçı limanının olduğu yere hayran kalmamak mümkün değil.




Kıyıya yakın büyük kayalar heybetiyle sizi çekiyor. Ceneviz kalesinin olduğu kaya dağı, ile diğer kaya dağının arasında basit ama elektrikli bir teleferik konmuş.Gerçi biz gittiğimiz zaman çalışmıyordu ama biz, limana bağlı olan kayaya tırmanarak zirveye ulaştık. Korkunç, heyecanlı ama muhteşem bir görüntü. Denizin dalgalarıyla oluşan bu kayalara çıkarak denizi seyretmenizi tavsiye ederim.







Deniz fazla coşkulu değildi ama yinede o yükseklikten bakmak insanın başını döndürüyor.Fazla söze gerek olmasa gerek, size resimleri sunuyorum ve kararı size bırakıyorum








Ağva Şile’ye 40 Km. Uzaklıkta, küçük bir balıkçı kasabası. Ormanın yeşilliği, temiz hava ve iki nehir arasına kurulmuş dinlendirici bir yer. Yeşilçay ve göksu deresi. Mevsim sonbahar, fazla ziyaretçi yok, sakin bir pazar günü ve bu yüzden nehir üzerinde motor turu yapamıyoruz. Oysa görülecek yegane manzaranın nehir boyunca olacağını gitmeden tahmin edebiliyorum.

Hava bozmak üzere ,nehir kenarındaki balık lokantasında yemek yedikten sonra tekrar yeşillikleri seyrederek İstanbul’a dönüyoruz. Yolda acaip yağmura yakalandık, silecekler zor çalışıyor. Yavaş yavaş gitmek zorundayız.

Ve İstanbul, yine gürültü, yine kalabalık. Eve dönmeden mola yerimiz İstinye park. Zenginlik, marka, gösteriş. Anladım bu şehir bana göre değil.

İki günlük doğa gezimiz bize epey yeter sanırım.

Yasemin Gürtürk
23/Eylül/2008










Etiketler:

1 Yorum:

saat: 7:21 ÖS , Anonymous Adsız dedi ki...

selamcanım guzel dıleklerıne teşekkürederim

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa