28 Ekim, 2008

KINAMA

Ne yazık! Cumhuriyetimizin 85.inci yılını kutlamaya başladığımız bu günlerde, blogger (Google’ın ücretsiz e-günlük servisi), erişime kapatıldı. Kelimenin tam anlamı yasaklandı, susturuldu. Ve üstelik Türkiye’nin siyasal olarak zor geçtiği bir dönemde, Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan bir kararla. Hiç bir açıklık getirilmeden.
Ben gibi diğer bütün blogspot.com yazarları, sayfalarına erişim yasağının konduğunu görünce, vücutlarından bir parçanın kopartıldığını farkettiler. Herkes bir çare aramaya başladı.
“Yasak daha fazla merak uyandırır” sözü işte burada tam olarak devreye girdi. Bazı arkadaşlarımız değişik programlar indirerek, sayfalarına ulaşmayı becerdi. Bazı arkadaşlarımız ulaştıkları sayfalarını aktarım yaparak, başka paylaşım sitelerine geçtiler. Neden; yıllarca kelime kelime işleyerek bir araya getirdikleri emeklerinin heba olmaması için.
Çünkü kimse ne zaman açılacağını, açıldığı zaman kendi hazırladığı sayfada ne bulacağının kuşkusunu yaşadı.
Bir- iki firmanın parasal çıkarlarının çözümlenmesinin hukuksal yolu, bütün blogger’leri kapatarak olmamalıydı.
Çok kaba bir benzetmeyle özetlemek gerekirse, koca bir küfe sebze içersinde, çürüyen birkaç hıyarı çöpe atmak yerine, küfeyi ateşe vermek olmamalıydı.
Peki yanlış anlaşılınca ne olacak? Özür dilenecek mi? Tabiki hayır. Üstelik yazarların ruhsal çöküntüye uğradıklarının bedeli, hiç bir özür ile de telafi olmaz.
Umarım bundan sonra böyle şeylerle karşılaşmayız.
Sayfamda bu güne kadar kimseye hakaret etmedim, kimseyi kıracak, rencide edecek yazı yayınlamadım.
Ama bundan sonrası için söz veremiyorum.
Çünkü; erişime engelleme kararının, “eksik olan delil”lerin ulaşmasına kadar kaldırıldığı belirtiliyor. Eksik olan deliller ulaştığı zaman erişim tekrar engellenebilir. Ve belki o zaman sonsuza kadar açılmayabilir.


Yasemin Gürtürk

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa