12 Ocak, 2009

YEREL YÖNETİMLERDE TAKIM ÇALIŞMASI VE ORTAK AKIL KULLANMANIN YARARI VE ÖNEMİ _Recep BOZKURT



İnsanoğlunun yerleşik hayata geçişi, binlerce yıl süren kıyasıya bir mücadelenin sonunda gerçekleşmiştir. 21. Yüzyıla girdiğimiz şu günlerde dünya nüfusunun büyük bir bölümü kentlerde yaşamaktadır. Ama kentlerde yaşamak, kentleri yönetmek kolay değildir; nüfus artışı nedeniyle sorunları da artan bu yerleşim yerlerinde, hayat giderek zorlaşıyor…Bundan dolayı kentlerde yaşamak büyük bir özveri ve sorumluluk istiyor; seçkin ve yetkin yöneticiler, bilinçli yurttaşlar istiyor. Ve buna bağlı olarak Belediyeler, Belediye Başkanları ve Belediye Meclisleri büyük önem kazanıyor...
Günümüzde Yerel Yönetimler; toplum ve bireylerle yakın ilişkiler içinde yoğun görevler üstlendiklerinden, ağır bir yük ve sorumluluk altına girmişlerdir.
Şimdi soruyorum:Böylesine önemli işlevleri olan ve uzmanlık alanı isteyen kentler, tek bir kişinin kişisel yeteneklerine ya da çalışma gücüne bırakılabilir mi?..

Bırakılamaz ve bırakılmamalıdır…Bu makamlar “Beni seçtiler; öyleyse ben bilirim, ben yönetirim!..” anlayışını taşıyan yöneticilere asla teslim edilmemelidir…
Değerli okuyucular, demokrasiye gönülden bağlı ve demokrasinin insanlık onur ve erdemine yakışan en seçkin yönetim anlayışı olduğuna inanan bir yurttaş olarak şu düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim:
Önümüzdeki üç ay içinde ülkemizde olduğu gibi ilçemizde de çok önemli bir demokrasi sınavı var. İlçemizi ve beldelerimizi yönetecek olanları seçeceğiz. Demokrasinin vazgeçilmez unsurları olan Siyasi Partiler, bugünlerde Belediye Başkan adaylarını belirlediler, belirliyorlar.Şimdi sıra takımlarını kurmaya geldi.

Yerel Yönetimlerde en önemli etken Takım Çalışması ve Ortak aklın kullanılmasıdır.Takımını güçlü, yetenekli, çalışkan ve dürüst kişilerden; Belediye Yönetimlerinin ihtiyacı olan uzmanlardan oluşturamayan başkan adaylarından ne kendilerine, ne yönetmeye talip oldukları kente hayır gelmez. Geçmişte de gelmemiştir. Ortak aklı kullanacağını daha işin başında eylem ve davranışa dönüştürmeyen Başkan adaylarından gelin uzak duralım. Gelin hiç olmazsa bu kez aklımızı, siyasi düşüncelerimizin önüne koyalım.

İznik bunu taaa.. 2500 yıl öncesinde başarmış kentlerden biridir.
Yaşadıkları kentteki yetin ve etkin yöneticiler sayesinde; cadde ve sokakları birbirine paralel olan ve yine bu cadde ve sokakların birbirini dik kestiği “ızgara sistemi” ni bularak havadar, kullanışlı, düzenli kentler oluşturmuşlar; bir de bunlara bol su ve kanalizasyonu da ekleyerek ortaya pırıl pırıl bir kent çıkarmışlardır.

Ülkemizin ünlü coğrafyacısı Amasyalı Strabon, Antik çağın İznik’ini tasvir ederken aynen şöyle diyor: “Askania Gölü kıyısındaki Nikaia, düzgün bir plana sahip olduğundan kentin orta yerindeki gymnasium’un yanındaki bir taştan bakıldığında, dört kapısını da görmek mümkündür…”

MS 4.Yüzyıl İznik’i için söylenenler ise imrenilecek güzellikte: “…Nikaia’ya benzeyen başka bir kent bulmak gerçekten güçtür. Planlı yapısı, bütün binaların aynı seviyeye ulaşan çatıları fevkalade güzel bir manzara oluşturur…”
Ama ne acıdır ki, 1950 yılından bu yana ve seçimle işbaşına gelen ve bu tarihi kentin korunup geliştirilmesinden sorumlu olan Belediyeler ve kent planlayıcıları, bu şansı, kimi zaman bilmemezlikten, kimi zaman siyasal ve çıkar hesapları nedeniyle heder edip gitmişlerdir…Bilhassa “Kaleiçi”indeki düzensiz ve hesapsız yapılaşma, İznik’in bu antik planını yok etme noktasına getirmiştir! Şimdi sıra “Kaledışı”ndaki verimli topraklarımıza gelmiş, göz göre göre onlar da talan edilmektedir!..
Abdulvahaptepesi’ne çıkıp durumu bir bakın, içiniz acır!..
“Bunun hesabını kim verecek?..”, “Bu kötü gidişi kim durduracak?..” diye sorulduğunda; herkes kendini “sütten çıkmış kaşık!..” gösteriyor…

29 Mart 2009 günü yapılacak olan yerel seçimlerde kentimizi yönetecek yöneticileri seçeceğiz. Yaşça, güzel İznik’imizin son 40 yılın Belediye Başkanlarına ve icraatlarına tanık oldum.Bütün içenliğimle kamuoyu önünde yazıp söylüyorum ki, hiçbirisi İznik’in geleceğine yönelik büyük projeler üretemedi.İznik’i hak ettiği yere getiremedi.
Bunun temel nedeni şudur: Kentimizi yönetmeye talip olanlar “Kent Yönetim Uzmanı ya da Kent Mühendisi” olmaması ve “Ortak Akıl” ile kenti yönetmemeleridir.Gelmiş geçmiş bütün Yerel Yöneticiler, hep siyasi anlayış ve yaklaşımla kente bakmışlardır; akıl ve bilimle değil. Eğer aklın ve bilimin gereğini yapsalardı, İznik bugün bu durumda mı kalırdı?..
Kent yaşamı, kent yönetimi kural ister, düzen ister, sorumluluk ve özveri ister. En önemlisi de akıllı,bilgili,yurtsever yöneticiler ve yurttaşlar ister…
Gelin bu kez bu nitelikte ve çapta yöneticiler seçelim…Gün bugündür. İznikli bu tür yöneticileri bulup iş başına getirmek ve sonra da onlara omuz vererek güzel ilçemizi hak ettiği düzeye çıkarmak zorundadır…İş işten geçmeden ve tam bugünlerde, bu konuda aklı ve sağduyuyu her türlü düşüncenin ve siyasetin önüne koyalım…
Yoksa İznik yine yerinde sayacak !..
Yine, “Bu İznik’ten adam çıkmaz!..” diyenler kazanacak…

Recep BOZKURT
Kaynak:www.iznikrehber.com

1 Yorum:

saat: 12:06 ÖS , Blogger Şükrü Yılmaz dedi ki...

Hayirli Gunler,Saglikli,Neşeli,ve Bereketli Bir Hafta Dilerim.Ailenizle ve sevdiklerinizle birlikte saygiyle,saygıyla ve saglikla mutlu esen kalin Allaha Emanet olun Saygilarimla

YORUM:Güzel paylaşımlarınıza teşekkür ederim.Tabiiki anlayana sivrisinek saz,anlamayana davul zurna bile az demişler hele hele şimdiki AKP iktidarı ve ekibi....

ŞAFAKTA

Dönsek mi bu aşkın şafağından
Gitsek mi ekaalîm-i leyâle?
Bizden daha evvel erişenler
Ağlar bugün evvelki hayâle.

Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek
Düştüyse gönüller bu melâle?
Bir eldir ufuklardan uzanmış
Zulmet bizi çekmekte visale...

Alıntı:Ahmet Haşim
http://www.siirdefteri.com/?sayfa=siir&siir_id=5160

Şükrü Yılmaz
Antakya-Hatay

http://www.sukruyilmaz.net
http://www.sukruyilmaz.net/blog

 

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa