03 Kasım, 2006

Kulaklarımı tıkayıp olanca sesimle haykırırken,oğlumun omuzlarımı sarsmasıyla kendime geldim.Hıçkırıklar kendiliğinden çıkıyordu.Kelimeler boğazımda düğümleniyor.Bağırıyorum,haykırıyorum.
Canım Türkiye'min ne hale geldiğini görmek,gerçekten çok üzücü.Hani insan hakları,hani yaşama hakkı,hani kanunlar.İsyan ediyorum.Kim verecek bunun hesabını?
Çocuğunu cami avlusuna bırakanlara,bakamıyorum deyip çocuk esirgeme kurumuna verenlere,aşkı uğruna evlatlarını terkedenlere,eve üç kuruş para getirsin diye sokakta mendil sattıranlara kızdığım bir zamanda böyle minicik,masum bir bebeğe kötülük yapanlara karşı duygularımı kaybettim.Düşüncem,kelimelerim kısacası beynim dondu.
Geleceği daha 17 aylıkken, iğrenç insanlar tarafından karartılan bir BEBEK.Yıllarca doğuran mı,büyüten mi annedir?diye tartışmalar yaparken bu kim ?Bu anne olmaya layık mı?
Peki ya bu eylemi yapanlara ne demeli.Kelime haznemi zorluyorum ama bulamıyorum.Hangi kelime vardır ki en ağırını kullanayım diye, ama yok bulamıyorum.
Daha 17 aylık ,ağzında emzikle masum gözlerle bakan bir bebeğe alkol veren,uğuşturucu veren,sapık arzularını minicik bedende fiile geçiren iğrençler,manyaklar,sapıklar...........
Uyan insanlık.Üzerine serpilen ölü toprağını at.Nereye gidiyoruz,bize ne oluyor.İnsanlık duygularımızı tekrar gözden geçirmenin vakti geldi.
Ben kendi adıma bebekten özür diliyorum.Sen istemedin böyle bir dünyaya gelmeyi.Seni kirletenleri ben lanetliyorum.Bütün insanlığında böyle yapacağını ve seni yalnız bırakmayacağını biliyorum.
Ağlama bebek,
Piyanonun siyah tuşlarında hüzün varsa,
Beyaz tuşlarında mutluluk vardır.

Etiketler:

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa